Bayram Tekçe ‘Dünyada Göç ve Yatırım İlişkileri’ Kitabını Tanıttı
Antalya’nın lider gayrimenkul aracılık şirketi Antalya Homes’un yanı sıra İstanbul Homes, Bursa Homes ve Trabzon Homes markalarının bağlı olduğu Tekçe Overseas Gayrimenkul A.Ş’nin Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Tekçe, gündemin en çok ses getiren araştırmalarından birini gayrimenkul sektörüyle buluşturdu.
Başkan yardımcılığını yürüttüğü Gayrimenkul Yurtdışı Tanıtım Derneği’nin (GİGDER) Araştırma ve Yayınlar Komitesi’ne liderlik eden Tekçe, bu komitedeki çalışmalarıyla gayrimenkul sektörüne yön veren 3 önemli kitabın yayınlanmasına önayak oldu. Komite, son iki yılda marka ve pazar araştırma şirketi AGS Global işbirliğiyle ‘yabancı yatırımcı eğilimlerini’ ve ‘İngiltere gayrimenkul pazarını’ analiz eden iki saha araştırmasını hazırladı. Bu işbirliğinin sektöre kazandırdığı ‘Dünyada Göç ve Yatırımcı İlişkisi’ adını taşıyan 3’üncü kitap ise kısa bir süre önce yayınlandı.
Bayram Tekçe, İstanbul’da 7 Aralık 2022 tarihinde düzenlenen ve gayrimenkul sektörünün önde gelen aktörlerini buluşturan Re360 Zirvesi’ne katıldı ve ses getiren bu kitabın en önemli başlıklarını gerçekleştirdiği sunumla kamuoyuna tanıttı.
GİGDER Araştırma ve Yayınlar Komitesi Başkanı Bayram Tekçe, kitapta dünyadaki yatırımcı göçü trendlerini derinlemesine incelediklerini ve İspanya’dan Yunanistan’a, İngiltere’den Amerika’ya Türkiye’nin dünyadaki en önemli 11 rakibinin ‘yatırım yoluyla vatandaşlık’ (CBI) ve ‘yatırım yoluyla ikamet’ (RBI) politikalarını masaya yatırdıklarını aktardı. Tekçe, çalışmada mukayeseli analiz ve endeksleri kullanarak Türkiye için en ideal ikamet ve vatandaşlık programına ilişkin önerileri de ele aldıklarını açıkladı.
20 milyar $’lık ihracat hedefi için yatırımcı göçü iyi analiz edilmeli
Bugün yıllık ortalama 400 milyar dolara ulaşan uluslararası gayrimenkul piyasasında Türkiye’nin en çok emlak yatırımı çeken ilk 10 ülkeden biri olmayı başardığını kaydeden Tekçe, “Bu yıl yasal yollarla gelen düzenli göçmenlerin gayrimenkule yatırımlarının 75 bin adetlik satışla 10 milyar dolarlık döviz geliri yaratmasını bekliyoruz. GİGDER olarak yılda 20 milyar dolarlık ihracat hedefi koyduğumuz 2025 yılına ise dünyada ilk 5’e girme vizyonu ile hazırlanıyoruz. Bu yolda atmamız gereken en kritik adım, dünyada pandemiyle tetiklenen yatırımcı ve dijital göç hareketini iyi analiz ederek bu alandaki politikaları doğru kurgulamak” diye konuştu.
Dünya, Yüksek Varlıklı Bireyler’i cezbetme peşinde!
(bkz. Grafik 1: Ülkelerin ikamet yatırım programları ile elde ettikleri gelirler).
Tekçe, araştırmalarında yüzlerce ülkenin dünyada 1 milyon doların üzerinde serveti olan Yüksek Varlıklı Bireyler (HNWI) ile 30 milyon dolar üzerinde servete sahip Ultra Yüksek Varlıklı Bireyleri (UHNWI) cezbetmeye odaklandığını saptadıklarını belirtti. Tekçe, “Bunun için son 10 yıldaki ‘en güçlü ekonomik rekabet araçları’ ise yatırım yoluyla ikamet (RBI) ve yatırım yoluyla vatandaşlık (CBI) programları” dedi.
‘Dünyada Göç ve Yatırımcı İlişkisi’ kitabına göre, küresel yatırımcı göçü pazarının %86’sını yatırım yoluyla ikamet (RBI) kategorisi, %14’ünü ise yatırım yoluyla vatandaşlık (CBI) kategorisi alıyor. Bu veriyi değerlendiren Tekçe, “Dünyanın rekabetteki temel motivasyonu vatandaşlık vermek değil. Asıl motivasyon, vatandaşlık programlarını destekleyen, farklı amaçlara göre çeşitlendirilmiş ikamet programları geliştirmek. Böylece istihdama ve inovasyon ekosistemine katkı sağlanması hedefleniyor” dedi.
İkamet programlarının yeni rotası ise dijital göçmenler!
Pek çok ülke dijital göçmenleri kendine çekmek için yarışıyor. Koşullar aynı kaldığı takdirde Türkiye'nin 2025 yılına kadar dijital göçebeler tarafından en çok tercih edilen 7. ülke olacağı belirtiliyor (bkz. Grafik 2: Ülkelerin 2025 yılına kadar yüksek varlıklı birey çekme potansiyeli).
Bayram Tekçe, pandemiyle beraber uzaktan çalışma benimsendikçe dijital göçmenlerin doğrudan yatırım çekmede çok önemli bir hedef kitle haline geldiğini kaydetti. Tekçe, bu alandaki temel verileri şöyle aktardı:
- Pandeminin ardından uzaktan çalışma ve mobilitenin artmasıyla ikamet programlarının yeni rekabet rotası ‘dijital göçmenler’ oldu.
- Yatırım yoluyla vatandaşlık programlarına ikamet programlarını ekleyen ülke sayısı 2 yıl içinde 27’den 49’a ulaştı. Nitekim dijital göçmenler yılda ortalama 119 bin 400 dolar kazanıyor.
- Bu dijital göçmenlerin oluşturduğu toplam yatırım hacmi ise 21,4 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Yıllık %23 büyüyen pazarın bu büyüme eğilimini 2025’e kadar sürdürmesi bekleniyor.
İkamet programlarında ilk 3’te kimler var?
(bkz. Grafik 2: Ülkelerin 2025 yılına kadar yüksek varlıklı birey çekme potansiyeli)
Tekçe, yatırım yoluyla ikamet (RBI) programları pazarında yer alan ilk 3 ülkenin, genişleme politikaları göçmenlik üzerine kurulu olan ABD, İngiltere ve Kanada olduğunu belirtti. Tekçe, Amerika’daki onlarca ikamet programından sadece biri olan E-5 isimli Green Card alanların gayrimenkul yatırımının 6 milyar dolar olduğunu; Portekiz, İspanya, Yunanistan gibi ülkelerin de yatırımcı tipine göre çeşitlendirmeye giderek kendi programlarını geliştirdiklerini aktardı.
Çarpıcı veri: ABD göç çektiği gibi artık göç de veriyor
Tekçe’nin verdiği bilgilere göre, dünyada en çok göç çeken ülke olarak bilinen ABD’nin salgın sonrasında aynı zamanda göç veren de bir ülke haline gelmesi, en çarpıcı gelişmelerden biri. Bugün 80 binden fazla Amerikalı, emeklilik maaşıyla kıt kanaat geçinmektense, sağlık hizmetlerinin daha ekonomik olduğu Vietnam’da konut satın alıp, geri kalan hayatını burada geçirmeyi tercih edebiliyor.
İkamet programları ülkelere neler kazandırıyor?
Ülkelerin yatırım yoluyla ikamet programlarıyla ciddi bir döviz girdisi sağladığını ve istihdam piyasalarının canlandığını dile getiren Tekçe, şöyle devam etti: “Golden Visa programı aracılığıyla Portekiz, 2012-2021 yılları arasında 5,67 milyar euroluk bir gelir elde etti. Bunun %90’ı gayrimenkul alımlarından kaynaklandı. Yunanistan da 2014-2021 yılları Golden Visa programı sayesinde 2,6 milyar euro gelir elde etti. Yatırım yoluyla hem ikamet hem de vatandaşlık hakkı tanıyan 2 Golden Visa programına sahip olan Güney Kıbrıs ise tüm zamanlarda program ile 9,7 milyar euro katkı sağladı.”
Türkiye, yatırım ve ikamet programları açısından ne durumda?
Bayram Tekçe’nin verdiği bilgiye göre, uluslararası yatırımcılar Türkiye’yi yatırım ve girişimde güvenli liman arayışı, güvenlik ve istikrar ihtiyacı, eğitim, sağlık altyapısı ve sosyal altyapı, emeklilikte nitelikli ve rahat yaşam arzusu, iklim ve Batılı yaşam tarzı gibi nedenlerle seçiyor. Ancak Tekçe, ülkemizin geliştirmesi gereken yönlerini ise şöyle sıralıyor:
- 13 Haziran’da yürürlüğe giren kanuni değişiklikle yabancıların Türkiye’de vatandaşlık hakkına kavuşmasını sağlayan taşınmaz satın alma bedelinin 250 bin dolardan 400 bin dolara yükseltilmesi önemli bir adım. Ancak rakip ülkelerde minimum tutarlar daha üst seviyede tasarlanmış bir konumda. Bu da T.C pasaportunun daha değerli olarak konumlandırılmasında bir engel teşkil ediyor.
- Mevcut bir CBI programına sahip olan Türkiye’nin rakiplerdeki gibi farklı hedeflere göre ‘çeşitlendirilmiş’ ikamet programları bulunmuyor. Bazı yatırımcılar, ikametgah alma, abonelik açtırma gibi yerleşik yaşamın gereklerini hızla yerine getirme imkanı veren alternatif bir ikamet programı olmadığı için çözümü vatandaşlık almakta görebiliyor.
- Türkiye’de sayısı milyonlarla ifade edilen, düzenli ve düzensiz göçmenler ile 75 bin gayrimenkul yatırımcısı aynı kefede tutuluyor. Bunun yanı sıra dijital göçmenler ve varlıklı emeklilere yönelik tanıtım eksikliği bulunuyor.
Çözüm ikamet programları: Gümüş ve Altın Vize!
GİGDER Araştırma ve Yayınlar Komitesi Başkanı Bayram Tekçe, tüm bu veriler ışığında GİGDER olarak Türkiye için en ideal CBI ve RBI programının nasıl olacağını ortaya koyduklarını belirtti.
Tekçe, bunun için öncelikle Türkiye’de yabancıların 400 bin dolarlık taşınmaz satın alma bedeli ile vatandaşlık hakkına kavuşmasını öngören mevcut CBI programının RBI programlarıyla desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi. Tekçe, GİGDER olarak geliştirdikleri 2 RBI programı önerisi olan Gümüş ve Altın Vize ile vatandaşlık programları üzerindeki yükün azalacağını ifade etti.
“Böylece vatandaşlığın yabancı yatırımcı gözünde bir ödül ve prestij göstergesi olarak yeniden konumlandırılması sağlanacaktır” diyen Tekçe, bu iki RBI programını şöyle aktardı:
Gümüş Vize: Yabancılara Türkiye’de ev sahibi olmak için verilecek ilk kademe vize türü olan Gümüş Vize, yatırımcılara ‘eğitim, emekli ve tatil ikameti’ vererek adres kaydı sağlayacak olması ile avantaj sağlayacaktır. Gümüş Vize ayrıca Türkiye’de uzun süreli yaşamak isteyen varlıklı emeklileri Türkiye’ye çekebilecek, 3 aydan sonra yeniden ikamet almak zorunda bırakmayacak ve onlara sağlık hizmetlerinden kolayca yararlanma imkanı verecektir.
Altın Vize: Gümüş Vize’nin bir üst seviyesinde gayrimenkul yatırımı gerektirecek Altın Vize ise yatırımcılara çalışma ve ikamet izni verecek olan vize türüdür. Altın Vize, dijital göçmenler ve Türkiye’de uzun süreli hayat kurmak isteyenler için gayrimenkule dayalı en değerli vize türüdür. Bu vize, Türkiye’nin Akdeniz çanağındaki doğrudan rakipleri olan İspanya, Portekiz, Yunanistan, Güney Kıbrıs, Malta ve Karadağ’ın 2010’ların başından bu yana uyguladıkları ‘Golden Visa’ programlarına denk gelen vize türünü oluşturuyor.
Tanıtım, dijitalleşme ve hukuki güven ile yatırımcı dostu ekosistem kurulmalı
Bayram Tekçe, bu programları tamamlayan diğer önerilerini ise şöyle sıraladı:
- Yabancıya satışa aracı kurumların eğitilmesi, lisanslanması ve sertifikasyonu gereklidir.
- ‘Yatırımcı dostu bir ekosistem için yatırımcılar ile diğer göçmenlere özel olarak bürokratik kanallar ayrıştırılmalıdır. Yatırımcıların ‘One Stop Agency’ diyebileceğimiz ayrı ofislerden hizmet almaları sağlanmalıdır.
- ‘Dijital Göçmenler için İdeal Ülke Türkiye imajını güçlendirmemiz ve varlıklı emeklileri tanıtımla Türkiye'de yaşamaya teşvik etmemiz gerekiyor.
- Medya araçları ile Yüksek Varlıklı Bireyleri cezbedecek tanıtım yapılmalıdır.
- Bölgesel segmentasyonla yatırımcı yelpazesi genişletilmelidir.
- E-Vize ve dijital başvuru dönemi ile süreçler bürokrasiden arındırılmalıdır.
- Uyuşmazlık Çözüm Merkezi kurulmalıdır.