Türkiye’de Ziyarete Değer Tarihi Kalıntılar ve Antik Kentler
Her sene milyonlarca turist Türkiye’yi birçok farklı sebepten ziyaret etmektedir. Kimileri bazıları güneş, deniz ve kumsal gibi ayrıcalıkların tadını çıkartırken kimileri de tüple dalış, yamaç paraşütü, kayak, yürüyüş gibi spor aktivitelerini tercih etmektedir. Fakat Türkiye'de yapılacak en keyifli ve en geniş seçenek imkanı sunan aktivitelerden biri olan tarihi gezilerde antik kentler ve kalıntıların eşsiz dünyasına kendinizi kaptırabilirsiniz.
Türkiye’nin renkli geçmişi tarih öncesi dönemlere dek uzanmaktadır. Bu topraklarda birçok büyük uygarlık ve imparatorluk kurulmuş, yaşamış ve en sonunda da dağılmıştır. Ülkenin dört bir yanında bütün bu uygarlıklardan geriye kalan ufak da olsa izler görebilmek mümkün. Bütün bu yapılar dünyanın her yerinden fazlasıyla turist çekiyor. Biz de sizlere bu eserleri görmeniz için çıkacağınız yolculukta yardımcı olabilecek bir liste hazırladık.
Türkiye’de Ziyarete Değer Antik Kentler ve Tarihi Kalıntılar
1: Efes Antik Kenti
En çok ziyaret edilen antik kentlerden biri kuşkusuz ki Ege Bölgesi’nde İzmir'de bulunan Efes Antik Kenti’dir. Temelleri MÖ 1000’e kadar dayanıyor olmasına rağmen, kentteki çoğu tarihi ve önemli yapı Efes’in dünyanın en önemli liman kentlerinden biri olarak varlığını sürdürdüğü Roma İmparatorluğu zamanından kalmadır. UNESCO Dünya Miras Listesi'ne giren antik kentte dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı'nın bulunması kendi oldukça önemli bir ziyaret yerine dönüştürmektedir. Bölgenin en çok dikkat çeken eserleri Celsus kütüphanesi, Roma yamaç evleri ve İncil’de bahsedilen Artemis isyanlarına ev sahipliği yapmış büyük amfitiyatrosudur.
2: Göbeklitepe
Son yılların en büyük tarihi keşfi olan Göbeklitepe’nin önemini anlamak için tarihiyle ilgili iki şey bilmek yeterlidir; bu tapınak İngiltere’deki Stonehenge’den 6000, Mısır piramitlerinden ise 7000 yıl daha eskidir. Şu anda hakkındaki tek kesin şey, bu yapının dünyada bilinen ilk tapınma alanı olduğudur. Ayrıca Neolitik dönemdeki insanoğlunun avcılığın ötesinde eylemlerde bulunduğunun da bir kanıtı olarak değerlendirilmektedir. Şanlıurfa şehrinde yer alan bu tarihi kalıntılarda hala keşifler ve kazılar sürmektedir. Bu keşif ve kazılar sonucunda daha nelerin bulunacağı büyük merak konusu.
3: Göreme Açık Hava Müzesi
İç Anadolu Bölgesi’nin ortasında, Türkiye’nin kalbinde bulunan Kapadokya kesinlikle görülmesi gereken tarihi yerleşimlerden biri. Volkanik tüfler ve rüzgarlar ile günümüzdeki şeklini alan kayaçlar, insan eliyle yerleşim ve ibadet merkezlerine dönüştürülmüştür. Bu yapıların birçoğu Göreme Açık Hava Müzesi’nde ziyaretçi akınına uğramaktadır. Kapadokya bölgesine gitmişken, yer altı şehirleri ve ticari konaklama yeri olarak kullanılan kervansarayları görmek için günübirlik ziyaret yeterli olmayacaktır.
4: Nemrut Dağı
Nemrut, doğal bir dağdan ziyade bir tümülüstür. Bir mezar türü olan tümülüsler, bir tepeyi andıracak şekilde tasarlanırlar. Nemrut Tümülüsü, MÖ 64 ve 38 yılları arasında Kral Antiokhos dönemine tarihlendirilir. Tümülüs ile birlikte 5 tanrı heykeli (Antiokhos, Kommagene / Tyche, Zeus / Oromasdes, Apollon / Mithras - Helios - Hermes ve Herakles / Artagnes-Ares), aslan ve kartal heykelleri, Grekçe yazıt bulunmaktadır. Doğaya yenik düşen heykeller zamanla zarar görmüş ve kafa bölgeleri vücutlarından ayrılmıştır.
5: İstanbul'un Tarihi Yarımadası
Türkiye'nin en köklü tarihe geçmiş yerleşimlerinden biri olan İstanbul, Konstantinopolis adını aldığı 330 yılında dünyanın dört bir yanından farklı etnik kökene sahip birçok kişinin ilgi odağı olmak üzere bir metropolis olarak kurulmuştur. Topkapı Sarayı, Sultanahmet Camisi, Yerebatan Sarnıcı gibi birçok tarihi esere ve Büyük Saray Mozaikleri Müzesi, Türk İslam Eserleri Müzesi gibi müzeler ve sanat galerilerine ev sahipliği yapan Tarihi Yarımada şehrin en gözde bölgelerinden biridir.
Roma İmparatorluğu hanedan üyelerinin evi olan Büyük Saray ve Osmanlı padişahlarının başkentteki ilk yerleşkesi olan Topkapı Sarayı bu bölgede yer almaktadır. Ayasofya, Aya İrini, Yerebatan Sarnıcı, İbrahim Paşa Sarayı (Türk ve İslam Eserleri Müzesi), Roma dönemi hipodromunun kalıntılarını taşıyan ve önceleri "Atmeydanı" olarak anılan Sultanahmet Meydanı görülmeye değer yerlerden birkaçıdır.
6: Ani Şehrinin Kalıntıları
Ani Harabeleri Türkiye'nin Doğu Anadolu bölgesinde Kars şehri ve Ermenistan arasındaki sınırda bulunmaktadır. Çevresinde yerleşim alanlarının olmaması nedeniyle doğrudan mağruz kaldığı doğa olaylarından derinden etkilenen bu harabeler, alınan tüm önlemlere rağmen her geçen gün biraz daha aşınarak yıpranıyor. UNESCO'nun Dünya Miras Listesi'ne dahil ettiği “1001 Kiliseli Şehir” olarak adlandırılan tarihi bölge Ermeni, Selçuk ve Gürcü İmparatorluğu yönetmeliği altında kalmıştır. Ani Katedrali, Surp Stephanos Kilisesi, Amenaprgiç Kilisesi ve Ani Menüçehr Camii bu bölgede bulunan en önemli eserlerdendir.
7: Sümela Manastırı
Türkiye’deki en emsalsiz tarihi yapılardan biri de Maçka milli parkında yer alan Sümela Manastırı’dır. Tarihi öneminin yanı sıra, doğa ile iç içe atmosferi oldukça ziyaretçi çekmektedir. 4800 hektarlık bu doğal ve yemyeşil alanda bulunan manastır, doğa ve tarih severler için kaçırılmaması gereken bir duraktır.
Bir dağın cephesine kurulmuş bu manastır, insan elinin kalıcılığının bir kanıtı olarak yüzyıllardır varlığını korumaya devam etmktedir. Bu manastır eski rahiplerin yaşam tarzını yansıtan konaklama birimleri ve mutfak bölümleri gibi odaların yanı sıra, İncil'den sahnelerin resmedildiği kilisesiyle öne çıkmaktadır.
8: Kayaköy Hayalet Kasabası
Türkiye’nin Akdeniz kıyısında yer alan Kayaköy, son yıllarda yoğun ziyaretçi akınına uğrayan bir hayalet kasabadır. Kurtuluş Savaşı öncesinde, Türkler ve Rumların bir arada yaşadığı Kayaköy’de eski dönemlerden kalma ve terk edilmiş evler, ibadethaneler, yollar ve okullara rastlamak mümkün. Bu terk edilmişlik ve büyük ölçüde korunmuş tarihi yapılar ziyaretçilerini büyülüyor. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra imzalanan Lozan Antlaşması, şehrin terk edilmesinde en büyük rolü oynamaktadır. Ünlü yazar Louis de Bernieres’in “Kanatsız Kuşlar” kitabı, şehrin hikayesini, bir Rum kızı ile Türk erkeği arasındaki aşk hayatını konu alarak anlatıyor.
9: Priene, Milet ve Apollo Tapınağı Üçlüsü
Türkiye’nin Ege bölgesinde Aydın iline bağlı Priene ve Milet antik kentleri ile tarih öncesine dayanan Apollo Tapınağı mutlaka ziyaret edilmesi gereken noktalardan biridir. Priene şehri muhteşem Athena Tapınağına ve Büyük İskender’in kaldığı evlere ev sahipliği yapıyor. Milet şehrinde ise büyüklüğü ile etkileyen amfitiyatroyu gezmek mümkün. Didim’de bulunan ve Helenistik döneme tarihlendirilen Apollo Tapınağı da halkın Tanrılarına adaklarını sunduğu bir ibadet yapısıdır. Kalıntıların büyük bir kısmı hâlâ korunmaktadır. Üstelik tarih ve doğayla iç içe bir atmosferde güneşin batışını izlemek için mükemmel bir seçenektir.